Öylesine bir akşamüstü, her türlü sıkıntıdan uzakta oturmuş keyifle bira içiyorken, tasasız gülüyorken hatta fark edeceğiz birbirimizi ne kadar tükettiğimizi. Atlattığımız onca badireden sonra, ilişkimizin o can yakan delişmen zamanları geride kalmışken, birlikte eğlenmeyi öğrenmişken hatta fark edeceğiz aslında birbirimizi ne kadar az tanıdığımızı. İlişki tarihimize baksak yaşadığımız mutlu günlerden biri sayılabilecek bir günde üstelik her şeyi bırakıp çekip gitmek isteyeceğiz, birayı yarım bırakma fikri hoşumuza gitmeyeceği için içmeye devam edeceğiz. Aynı anda farkına vardıklarımız korkutacak biraz bizi, salak saçma espriler yapıp durumu kurtarmaya çalışacağız. Garsonun sarsak yürüyüşüne güleceğiz bir süre, susup çalan şarkıları dinleyeceğiz ve mutlaka eski, güzel günlerden söz edeceğiz. Eski, güzel günlerden söz edersek yavaş yavaş aklımızı ele geçiren korku yok olur zannedeceğiz. Zannettiklerimizle gerçek birbirine uymayınca suratımıza yarım yamalak bir gülümseme yerleşecek. Bundan sonra nereye gidersek gidelim bir şeylerin hep yarım kalacağını anlayacağız. Bardakta kalan biraya aldırmadan mekânı terk edeceğiz. Eve gidip sevişmek gelecek aklımıza, bunun muhteşem bir fikir olduğu konusunda görüş birliğine varacağız. Seviştikten sonra her şeyin düzeleceğine yemin edeceğiz nerdeyse.
Öylesine bir akşamüstü, her türlü sıkıntıdan uzak, türlü badireleri atlattıktan sonra, birlikte eğlenmeyi öğrenmişken üstelik fark edeceğiz aramızda kurtarılacak bir şey kalmadığını.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder