14 Mart 2012 Çarşamba

Mektuplar İyidir-10

14 Mart


Sevgili E.B,

Yağmur yağıyor, hava puslu. Biz böyle havaları sever miydik? Deniz, yağmur, vapurlar falan… Bak tüm bunlar oldukça saçma. Olabildiği kadar yani.
Geçmişi hatırlamanın bir faydasını görmedim ben, az buz da değil yani dünyadaki konukluğum. Otuz yıl… Hiç fena bir süre değil. Çok fazla değil çok az değil. İyi yani. Otuz iyidir zaten, sevdiğim o yazar söylemişti. Benden önce söylenmiş kimi sözlere inanırım, bilirsin.
Aklım karışık, aklımın karışık olduğu zamanlar pek hayırlı olmuyor. Daha evvel şahit olmuştun bu zamanlara. Ama elbette geçecek. Geçer yani. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez ki. Bunu bildiğim halde neden abartıyorum yaşadıklarımı. Evet, abartıyorum. Bunu ikimiz de kabul etmeliyiz. Hastalıkmış öyleymiş şuymuş filanmış falanmış. Beynimin sağ yarım küresindeki damarlar doğuştan ince olabilirmiş. Yani başka bir damar, başka bir zaman tıkanabilir. Kullandığım o ilaca rağmen. Şimdi beyin damarlarından biri tıkalı olan sadece ben miyim? Hayır, çok daha önemli hastalıklarla öyle sıradan bir şeymiş gibi, abartmadan baş eden insanlar var. Hastalığın önemlisi olur, benimki önemli değil mesela.
Depresyonda olabilirim, midem belki de bu yüzden bu kadar ağrıyor. İstediğim şeyler var, otuz yaş bir şeyler istemek için doğru zaman olmayabilir.
Bak yani, daha bilmediğim, anlamadığım bir sürü şey var. Dün gece saat tam 2’de henüz o telefon konuşması bitmemişken salak olduğumu kabul ettik. Kabul ettik, ben ve o. Eski sevgililerin en iyi yanı bu belki de. Eski sevgililerin iyi bir yanı var mı? Olabiliyormuş. Her şeye rağmen bazı insanların her zaman hayatında olacağını bilmek… Güven veriyor.
Hava puslu, puslu havalarla ilgili söylenen tüm o saçma sözleri unut. Kurutulmuş kayısı çekirdeklerinden falan söz edelim. Yosunlu bir kayanın altına bakmaktan, kaybedecek bir şeyimiz olmamasından yani işte tüm bunlardan söz edelim.
Bazı filmleri seyretmek gerekir, bazı film kahramanlarına üzülür insan; ama mutlaka roman kahramanlarına özenmek gerekir.
Geçecek, sis, pus, yağmur, can sıkıntısı hepsi geçecek. Her şey olması gerektiği gibi olacak.
Biliyorum yine de biraz korkuyorum.
Can kardeşim uyusam biraz, uyandığımda her şey geçmiş olsa. İmkânı yok biliyorum, adam adama savunma şart.
Üstelik beni merak eden birileri var, benim için endişe edenler var. Demek ki bu cümlede “merak etmek” ve “endişe etmek” aynı anlamda kullanılmamış. Demek ki hâlâ umut var.
Sen varsın, zombiler var, derinler var, derinlerde arananlar var, deniz var, eski aşklar var, yeni yenilgiler var.
İyi olmak için bir sürü nedenim var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder