Hava puslu, Ankara her zamanki gibi griydi.İnsanın üzerindeki elbiseleri aşıp içine işleyen garip bir soğuk vardı.Bu nedenle her adımım diğerini müteakiben daha da hızlanıyordu.Sanki sağ ve sol ayağım garip bir yarış içerisindeydiler.Kısa bir yürüyüşün ardından otobüs durağına vardım.Herkesin yüzünde, sanırım günün pazartesi olmasından kaynaklanan derin bir bıkkınlık ifadesi vardı.Bir an için ''günaydın'' diyiversem yanımdaki fötr şapkalı yaşlı amca şemsiyesini kafama indirecekmiş gibi hissettim.Zaten ne kimseye günaydın diyecek kadar keyifliydim, ne de sabah vakti kafama bir şemsiye yemeye hevesli.Tam bu sırada otobüs geldi.Sırayla birlikte ağır ağır ilerlemeye başladım,şans eseri ortalarda bir yerde cam kenarında boş bir koltuk bulabildim.Yanıma kırklı yaşlarda, sert yüz hatlarına sahip, esmer bir adam oturdu.Merhaba bile demeden gözlerimin içine bakarak yaşadığı sıkıntılardan, geçimin her geçen gün zorlaşmasından bahsetmeye başladı.Yaptığı garip el hareketleriyle, ellerini her seferinde dizlerine daha sert vurarak dikkat çekmeye çalışıyordu.Ben ise belki acıdığımdan, belki de nezaketen bir türlü başımı öteki tarafa çeviremedim.
Aklım ise bambaşka bir yerdeydi.O hep yarının nasıl olacağından bahsediyordu ben ise geçmişte olanları aklımdan çıkaramıyordum.Aklım yine ondaydı,yine sökememiştim onu zihnimden, en küçük boşluğumda yine yapışmıştı aklımın en ücra köşesine ve her geçen saniye büyüyordu.Son üç aydır yaptığım gibi yine onu kaybedişim karşısında hiçbir şey yapmadan bekleyişime, acizliğime, korkaklığıma lanet ettim.O benim ilk aşkımdı.İlkokulun bitişiyle birlikte kaybettim onu.Bütün çocukluğum onu izleyerek, ona biraz daha yakın olabilmek için yaptığım onca girişimle geçmişti.Onca yıl, O'na en çok yakınlaşabildiğim an, bir bahar günü yokuş aşağı koşarken istemsiz olarak elini tutuşumdu.Gözlerimin içine öyle bir hiddetle bakmıştı ki göz bebeklerindeki alevin, gözlerimden içime aktığını hissettim. Okulu bitirdiğimizde başka bir yere taşındıklarını öğrendim.Günlerce hıçkırıklara boğularak ağladığımı, odamdan hiç çıkmadığımı dün gibi hatırlarım.İnsanın yıllar sonra hala ilk aşkını unutamaması, hala onun varlığıyla yaşaması normal bir durum muydu?
Murat Sezer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder