4 Mart 2014 Salı

Kendimi çok kalabalık, dört bir yandan kuşatılmış hissediyorum. Her gün televizyonda, çevremde insanlarının gözünün içine baka baka yalan söyleyen, bir şeyi çok sevdiğini söyleyen ama en ufak bir çıkar için o en sevdiği şeyi satacağından şüphe duymayacağınız insanları görüyorum. Yıllardır ara vermeden, dinlenmeden, sürekli her şeyi yeniden öğrenerek uğraşmaktan yoruldum. Bir de sevgi mevzusu var, insanlar ve onların senden beklentileri. Her an onları mutlu etmek, onların yanında olmak zorunda hissettirmeleri sevgiyi, bir memuriyete bir mesaiye dönüştürmeleri canımı çok sıkıyor ama onları kaybetme korkusu derin bir nefes almamı engelliyor. Tek istediğim biraz yalnızlık, yoksa sırtımda bunca yükle daha fazla yürüyemiyorum. Biraz suyun üzerine çıkıp derin bir nefes alıp sonra yeniden dalmak istiyorum. Ne mümkün, zaman akıyor ve ben de sürüklenip gitmekten başka bir şey yapamıyorum.
Sadece 2013 yılında 228 kadın öldürülmüş, "çocuk gelin" diyerek meşrulaştırdığımız pedofiliyle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı yaptığı açıklamada "Bu nikâhların çoğu masumane kıyılıyor. Kendi kızını çocuk yaşta evlendiren annenin de çocuk yaşta evlendiği için bunu normal sandığını görüyorsunuz. Kimse çocuğuna kötülük yapmak istemez o nedenle bilincin artırılması gerekiyor." demiş, 23 Haziran 2010'da uğradığı işkence nedeniyle intihar eden Onur'un annesi oğlunun uğradığı adaletsizliğe daha fazla dayanamayıp intihar etmiş, 19 yaşındaki Ali İsmail'i sokak ortasında döve döve öldürmüşler, 6 kişinin öldüğü binlerce insanın yaralandığı Gezi Parkı Direnişi sonrası polis kahraman ilan edilmiş, kahraman ilan edilen polisler 17 Aralık sonrası "paralel yapı" elemanı olmuş, tecavüzcüler, hırsızlar, yalancılar elini kolunu sallayarak aramızda dolaşırken birileri neden hapiste olduğunu 6 yıldır öğrenememiş, ağaçların kesilmesine, yapılan usulsüzlüklere karşı duranlar solcu, ateist, terörist olarak damgalanmış, dershanenin penceresinden dışarıdaki olaylara bakan çocuklara bile tazyikli su sıkılmış, adil yargılamanın büyük bir hayal olduğunu herkes öğrenmiş, yolsuzluk iddiaları havada uçuşurken yok montaj yok dublaj denilip durulmuş, 12 yaşında iş hayatına atılan "büyük" iş adamı gözü yaşlı eşine kavuşmuş da kırk günlük bebeklerin soğuktan öldüğü unutulmuş... "Lafa" bakmıyorduk öyle değil mi?