22 Ağustos 2013 Perşembe

13 Ağustos 2013 Salı



Ben trenleri  çok severim,  biliyor musun? Köhne istasyonları, mavi trenleri, bekleme salonlarını, gar büfelerini... Hadi gel yollara düşelim.
Sevgili S.,


Masamın karşısındaki pencereden başka bir dünya görünüyor doktor,  alışkın olmadığımız  bir dünya. Biz neye alışabiliriz ki? Neyse, soruları bir kenara bırakalım.

Bazı geceler canım çok sıkılıyor doktor, kendimi uykuya vuruyorum. Evet, uykuya vuruyorum. Günlerce, gecelerce uyusam... Olmuyor ama o da olmuyor doktor. Başka bir şehirde olsaydık keşke, başka bir şehir. Denize gerek de yok, biraz huzur olsa yetmez mi? Huzur dediğimiz nedir ki doktor? Sahiden nedir ki?

Parkları seversin değil mi sen de? Mektup yazmıyor mu artık kimse doktor?

Hayat diyorum ne kadar komik, ne kadar saçma.

Bir sonraki mektupta görüşene kadar esenlikler dilerim.

Ağustos 2013/Ankara
Tekinsiz adamları seviyorum, siz korkar mısınız tekinsiz adamlardan? Ölmekten mesela korkar mısınız, düzeninizin bozulmasından, dayak yemekten, soyulmaktan, sevdiğiniz insanları kaybetmekten, aldatılmaktan, hastalanmaktan, işsiz kalmaktan, parasızlıktan, inandığınız her şeyin yerle bir olmasından korkar mısınız? Ben midemin bulanmasından korkarım.

1 Ağustos 2013 Perşembe

Bazen bir şeyler oluyor, hayat çok garip ya işte. Sana anlatmak istiyorum, elim telefona gidiyor. Sonra vazgeçiyorum. Seni görmek istiyorum bazen de, saçma  istekler tam bize göre. 

Yoksun, yokluğunu daha çok seviyorum gün geçtikçe daha çok üstelik.