6 Nisan 2012 Cuma

Günlük-2

Sevgili Günlük,

Hâlâ 6 Nisan Cuma, çay içmenin ne önemi var benim için sence? Yani elbette cevap vermeni beklemiyorum, yine de cevap verebilsen muhteşem mi olurdu?
Çay içmenin diyorum. Biri “Çay içelim.” dediğinde hemen gülümsüyorum ben. Çay içmek güzel şey zira, kokusu sonra. Çayın kokusu sana da güzel gelmiyor mu? Çok güzel belki de.
İçer misin diye sormadan çay demleyen arkadaşlarım var benim, ne mutlu bana. İş yerlerine gittiğimde istemeden daha bir bardak çay getiren…
Hani âşık olmaya başladığım; ama bunu kendime bile itiraf edemediğim adam çay içelim derse biraz daha âşık olurum ben ona. Biraz daha âşık olmak mümkünse elbette.
Kahve içmeyi de severim; ama çay kadar değil. Uyanır uyanmaz çay içmeliyim kendime gelmek için. İnce belli bardakta olursa ah pek hoş olur. Ama kocaman kupalarda da çay içebilirim ben.
Çay içmenin samimiyetle bir ilgisi olduğunu düşünüyorum ben, yanlış mı? Kahve daha resmi geliyor bana. Bir bardak kahve içtikten sonra hemen ikinci içilmez sanki. Ama ikinci bardak çay, üçüncüsü…
Gecenin bir yarısı üşenmeden çay demliyorum bazen, üzülmüşsem, mutluysam, üşümüşsem, keyifliysem…
Yazın limonlu çay içip ayaklarımı balkon demirlerine uzatıyorum. Kitap okurken, film seyrederken, sevgilime hiç gönderilmeyecek mektuplar yazarken, ağlarken, sohbet ederken çay içiyorum.
Çay içmenin samimiyetle bir ilgisi olduğunu düşünüyorum. Âşık olmaya başladığım; ama bunu kendime bile itiraf edemediğim adam çay içelim dediğinde biraz daha âşık oluyorum ona. Biraz daha âşık olmak mümkünse elbette.

5 yorum:

  1. hani aşksız olmaz derler ya...
    ben de çaysız olmaz derim hep..
    çok samimi ve içten.. (elimde çayımla okumakta ayrı bir zevk ayrıca..)
    çok teşekkürler..

    YanıtlaSil
  2. Çay kaşığının bardağa düştüğünde çıkardığı ses bile yetiyor mutlu olmaya. Çayla ilgili hangi anımızı anlatsak? Ne çok değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne çok, haklısın... Ama bazı insanlarla ne kadar az çay içtik, değil mi?

      Sil
    2. Serin bir Ağustos akşamı, yabancı kalabalıklar içinde dost yüzler, yaz kokusu, size tanıdık bana uzak bir şehrin uğultusu... Bunlardı çaydan kalanlar. Ve evet, azdı.

      Sil