Zevzek bakışlı kurabiyem, kedidili sevgilim daha önce de rica etmiştim artık ayrılsak nasıl olur dersin? Aklı başından seneler evvel uçmuş canımın içi kendini daha fazla hırpalamasan diyorum. Yazık her seferinde bir sürü beyin hücren ölüyor bitanem, geriye ne kaldı ki zaten?
Bence sen yeni insanlarla tanışmalısın. Erikli kekim; tersten matematiğin saçmalığından, tümevarım teoremlerinden, iç açıları birbirini tutmayan üçgenlerden, toprak kaybından, küresel ısınmanın yakıcı etkilerinden, akreplerden, yalanlardan, zamansız ayrılıklardan, Pisagor’dan ve mutlaka Freud’dan söz etmelisin onlara. Sonra bir parça ağlarsın. Konuşan kedilerden, gülümseyen serçelerden söz etmeyi unutma tarçınlı çayım.
Bal köpüğüm; sarsak bakışlarından, afilli cümlelerinden etkilenecek bir kadın mutlaka bulursun, artık bu hikâyeyi terk et n’olursun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder