Bölük pörçük anılar istila ediyor zihnimi. Her şey gibi, bana dair her şey gibi bu anılar da yarım. Alıştım ama ben bu hale, seviyor bile sayılabilirim bu hali. Belki yani, bu konuda da kesin bir yargı taşımıyorum.
Kesin olan hiçbir şeyden hoşlanmıyor bile olabilirim. Oysa insanlar severler kesinliği. Kesin yargıların, net fikirlerin kutsandığı bir zamanda ben hiçbir şey için net cümleler kuramıyorum. Lafı uzatıyorum üstelik lafı gereğinden fazla uzatıyorum.
Yaz bugün geleceğinin müjdesini verdi, benim için tam da bugün. Bilen biliyor, çok yazdım, çok söyledim hayatımın zorlu bir dönemecinden geçiyorum. Hayatın her türlü yüzünü gördüğümü zannederken yine ters köşeye yatırdı hayat beni. “Bak zevzekcim henüz görmediğin, yaşamadığın şeyler var, orada burada boşuna ahkâm kesme.”dedi. Haklısın, büyüğümsün, ukalalığımı mazur gör, dediysem de bir işe yaramadı.
Sonrası aslında herkesin hikâyesine benziyor bir parça. Ağlamalar, sızlamalar, vay efendim neden benim başıma geliyor bunlar, yok efendim bunları hak edecek ne yaptım demeler, eve kapanmalar, telefonlara cevap vermemeler… Derken… Baktım ne kadar sızlanırsam sızlanayım hiçbir şey düzelmiyor. Demek ki her şeyin yoluna girmesinin bir zamanı var. Yani öyle olmalı.
O zaman yapacak şey hayatın akıp gittiğinin farkına varmak. Şimdi yaz geliyor, kirazdan küpeler yapma zamanı. Uzun yolculukların hayali kurulabilir, lunaparka gidilebilir, keyifli sohbetleri, güzel bahçeleri falan saymıyorum bile.
Ehh üstüne üstlük nasıl olduğunu bilmeden sevdiğim insanlarla ilgili pek keyifli haberler de alıyorum. Bugün diyorum yaz geleceğini müjdeledi bana, size de müjdelemiştir umarım.
Bölük pörçük anılar istila ediyor zihnimi. Pek uzak bir şehri, canımı yakan bir adamı falan hatırlar gibi oluyorum. Sonra usulca bir küfrediyorum, güzel küfrederim laf aramızda. Yaz diyorum kendi kendime, bana bugün geleceğini müjdeledi. Daha ne?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder