18 Eylül 2012 Salı

Sevgili B.Y,

Sevgili şairim, birbirimizi tanıdığımız o günün üzerinden seneler geçti. Biz aşkın, dostluğun ve hatta düşmanlığın her halinden geçtik. Birbirimizi bildik, avucumuzdaki cam kırıklarını, neyin bizi kahkahalarla güldüreceğini, hangi türkünün eski fotoğrafları hatırlatacağını...

Kavga ettik, konuşmadık, birbirimizden başka kimsemizin olmadığı zamanlar yaşadık, içki içtik, karşılıklı sustuk, olur olmaz her şeye güldük, havadan sudan konuşmaların arasına sıkıştırdık üzüntülerimizi. Fazla söze hiç ihtiyacımız olmadı ki.

Yarım bir tebessümle hızlı hızlı adımlıyorsun sokakları. Bir şey eksik kalıyor, bir şey hep eksik kalıyor. İçindeki karmaşayı anlatmaya gerek bile duymuyorsun. Uzun parmakların artık saçlarının arasında dolaşmıyor.

Sevgili şairim, uzun boylu fırtınam sen benim çocukluğumsun, gençliğimsin, korkularımsın, yarım bıraktığım öykülersin biraz, çokça mutluluğumsun, huzursuzluğum, uyumsuzluğumsun bazen. Hayatımın orta yerindesin. Biliyorum her zaman sahip çıkamıyorum bize, hata yapıyorum, eninde sonunda başarıyorum seni kızdırmayı. Ama ben seni çok seviyorum. Kendimden öte görmüyorum seni. Sen olmasaydın hayatım nasıl olurdu, bilmiyorum.

Seni kaybetmekten korkuyorum, canının yanmasından korkuyorum. Endişe ediyorum, evet. Oysa bir sürü savaş yaran var senin, her durumda ayakta kalmayı ve hayata devam etmeyi başardın. Ama işte yine de...

Sevgili şairim, canım arkadaşım bugün senin doğum günün. Bir yaş daha alıyorsun, dilerim bu yaş mutluluk ve huzur getirsin sana. Çok ama çok mutlu ol. Sağlıklı, bol paralı ve mutlu ol.

İyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın. Doğum günün kutlu olsun.