27 Eylül 2015 Pazar

KALECİLERİN KAHRAMAN OLDUĞU NEREDE GÖRÜLMÜŞ?

“Kaleci ha? Kaleci olacakmışım, yok ya?” diye söyleniyordu Dora. Hızlı hızlı yürüyordu, arada bir kolunun altına sıkıştırdığı futbol topunu düşmesin diye düzeltiyordu. Bahçe kapısını sertçe açtı. Kolunun altındaki topu apartmanın merdivenlerine doğru savururken “Ben onların futbol topumla oynamalarına izin vereceğim, onlar beni kaleci yapacak. Yok, öyle yağma.” diye bağırdı. Top, merdivenlerin en üst basamağından sekip Dora’nın başına çarptı.

Dora acıyla “Ahh!” diye inledi. Merdivenin en alt basamağına oturdu. Yüzü sıcaktan, sinirden kıpkırmızı olmuştu. “Kalecilerin kahraman olduğu nerede görülmüş?” diye söylendi. Başı çok acıyordu, gözlerini kapatıp acının dinmesini beklemeye karar verdi.

“Uluslararası turnuvalarda tam 1142 dakika gol yemeyen Dino Zoff bir kahraman bana kalırsa.” Dora, gözlerini sinirle açtı. Merdivenin başında duran uzun boylu, sakallı adam biraz önce başına çarpan topu gülümseyerek ona uzatıyordu.

Dora, adamın uzattığı topu hırsla aldı. Bacaklarının arasına koydu. Dino bilmem ne de kimdi? “Dino Zoff, İtalyan bir kaleci” dedi adam, Dora’nın aklından geçenleri okumuş gibi. Hiçbir şey söylemeden Dora’nın yanına, merdivenlere oturdu.


“Kariyeri boyunca 150 penaltı kurtaran Lev Yaşin de bir kahraman mesela.” “150 penaltı mı kurtarmış?” diye sordu Dora. “Evet.” dedi adam gülümseyerek.  Başını çevirip Dora’nın gözlerinin içine baktı. “Kaleciler bir takımın ruhudur.”

SAYIKLAMALAR 5690


 - Kalbimizi karanlık ele geçirmiş bizim.
- Zannettiğinden daha temiz bir geçmişimiz var Serdar.
- Zannettiğinden daha boktan adamlarız Muhittin, bu durumla artık yüzleşmelisin.
- Yüzleşmek komik bir kelime hafız.
- Kelimelerin komikliğinden söz edecek kadar anlıyorsun yani bu işlerden hacım.
- Beni bir şeye benzetemedin galiba doktor.
- Seni hiçbir şeye benzetemedim Muhittin, sen hiç rahatsız olma.
- Rahatsız edeceğim ben seni Serdar, sen hiç merak etme.
- Sevmek bu kadar zor olmamalıydı be hacım.
- Sevmek çok kolay da bizi sevmek çok zor doktor.
- Ne zorluğumuz var ki bizim Serdar? Mis gibi adamlarız neticede.
- Neticelere bakacak olursak Muhittin müstesnayız.
- Bu gece içmesek hafız.
- Sağlıklı yaşam zımbırtılarına mı takılıyorsun artık oğlum?
- Kafamız bir dünya olmasa diyorum.
- Bizim kafamız doğuştan güzel hafızım, içmeden hatıralara kafalama dalmak tehlikeli hem.
- Tehlikeden korktuğumuz hiç olmadı ki bizim Serdar.
- Kaybedecek bir şeyimiz olmadığı için bu kadar aptalız belki de Muhittin.
- Kendi adına konuş.
- Sen benden daha akıllısın değil mi hacım?
- Elbette senden daha akıllıyım Serdar.
- Benden akıllı olduğun için iki kere evlendin.
- Akıllı her insan mutlaka zihin tutulması yaşar.
- Senin zihnin iki kere tutuldu lan, sonucunu bile bile aynı hatayı yaptın.
- Aynı hatayı yapmak da güzel be doktor.
- Sana her şey güzel nasılsa oğlum.
- Gidip rakı alsana Serdar.
- Olur paşam, meze falan da hazırlayayım istersen.
- Yok hacım, o kadar zahmet etmene gerek yok. Biraz peynir, biraz beyaz leblebi yeter bana.
- Üşengeçliğinden nefes almayı bırakacaksın neredeyse, git de kendin al rakıyı.
- Ben zaten fotosentez yapıyorum doktor, benim için endişelenme.