İçimdeki sesler durmadan konuşuyor, bunun hayra alamet olamayacağını bilecek kadar yaşlıyım. Yorgun değilim, hayır, canım da sıkılmıyor. Bu başka, bambaşka bir hal.
Mesela kışın en soğuk gününde aklına birden bire kütür kütür yeşil erikler gelmiş gibi. Yağmurlu bir sabah uzun zamandır görmediğin bir arkadaşının adını sayıklayarak uyanmak gibi, günün en yorgun anında radyoda en sevdiğin şarkıya rastlamak gibi, kalabalık bir caddenin orta yerinde aniden duruvermek gibi, hafif bir baş ağrısı, tatlı bir uykusuzluk gibi, kalabalığın içinde eski bir tanıdığın yüzünü bir an seçip sonra kaybetmek gibi, ağızda kalan buruk bir tat gibi, o tadın dayanılmaz çekiciliği gibi...
Efkarlı şarkılar her daim güzel.